17 Aralık 2005

Avni İle ilgili yazı

1. sorunun cevapı:O,dönemde öğrenci hareketelerinin oluşumunun nedenleri, Türkiye’nin sosyal,ekonomik ve politik durumundan bağımsız ele alınamaz. 1960’larla birlikte , Türkiye gerçeği Lise’yi bitiren insanların nezlide de çarpıcı bir şekide ortaya çıktı.

1960 öncesi, Lise’yi bitiren her genç , istediği üniversiteğe gire biliyordu . Lise’yi bitiren yedek- yubay oluyordu. Tüm bunlar, Emperyalizm’e bağımlı gelişen Türkiye kapitalizm’in etkisile, tarihe kavuşmakla yüz yüze kalmıştı, Yoksulluk çaresilik Lise’yi bitiren gençleri kapsamıştı. 1960’lar gelindiğide, Liseyi bitiren gençlerin bir kısım Ünivesitelere girememekle baş baş idi

27 mayıs 1960 darbeside önceki Ünivesite’li gençliğin Menderes-Celal Bayar iktidarına karşı başaldıkları yığınsal hareketeler, öğrenci-gençliği direk ilgilendirmiyen, kapitalizm’in yaratığı sorunlarla direk yüz yüze gelmeleri sonucu ortaya çıkmayan politik hareketler olmasına rağmen, Ünivesite’ye giremiyen gençlerin hareketi kendi sınıfsal çıkarlarıla ilgilidi. Bu hareketler sonucu ,Üniversiteler kapasitelerinin üzeride öğrenci kabul etmeğe başladılar, bu seferde Ünivesite’yi bitirdikten sonra iş bulamama sorunu gündeme girdi.Bular yetmedi,Ünivesitelere kabul edilen öğrencilerin önemli bir kesim, “başarsız oldular” bahenesi ile okulardan belge verip işsizliğin kucağına atıldılar.Bir yandanda, “özel yüksek okular”ın açılma furyası başladı.Bu durum, fakir ailelerin çocuklarına ünivesitelerin kapılarının kapatılmasının yanısıra,Devlet ünivesitelerinden mezun olanların , okulu bitirdikten sonra öyle kolayaca iş bulamama sorunula baş baş bırakıyordu.Tüm bunlar,Gençliği “Türkiye’nin düzeni”ni sorgulamaya yönlendiriyordu. O dönemde,bunların nedeni olarak ( kimi burjuva aydınlarını yönlendirilmesi ile)sadece baştaki hükümetin yanlış politikası sonucu ortaya çıktığı propangadasıla , iş başındaki hükümeti hedef alan öğrenci hareketleri başladı.

İstanbul- teknik ünivesitesin’de ve Ankara ortadoğu teknik ünivesitesin’de(ODTÜ) okuyan gençler, sistemin savunucusu en gerici ünivesiteli gençliğin kesimlerin oluşturular iken, özel yüksek okuların açılmasıla birlikte,Türkiye’nin kapitalist sisteminin çıkmazı la karşı karşıya kalmaları dolayı, öğrenci gençliğin yığınsal hareketlerine katıldılar. Gençliğin yığınsal mücadelesinin başlaması aynı zamanda Türkiye gerçeğini öğrenmesine zemin hazırladı . Bu süreç, aynı zamanda yıllarca yasaklanan Marksizm’in öğrenilmesini ,ateşli polemiklerin başlamasını birliğinde getirdi. Marksizm’in gerçek içeriğile öğrenmesinin önüde sayısız engeler vardı. Revizyonizm, Marksizm’i kendilerine göre yorumlamakta idi. Bu dönemde,ortaya çıkan, giderek etkiliğini geliştiren “sosyalist genç”lik Türkiye’nin sorunlarının gerçekten açığa çıkmasına önem verdi. Türkiye’nin yeni sömürge ülke olduğunun belirlenmesi aynı zamanda emperyalizm’e,özelikler ABD emperyalizm’ine karşı mücadelenin giderek güçlenmesine yol açıyordu. Bu süreçde, sorunların salt baştaki hükümetin politikasından kaynaklanmadığı, aslıda hükümetler kapitalist sistemin ve egemen sınıfların çıkarı doğrulutusunda politika izlendiği, bu kapitalist sistem içinde hangi hükümet iş başına gelirse gelsin( bazı nüans farklılıklarının dışında) aynı politikayı izlemek zorunda kalacağı kavranmaya başlanıldı. Esas sorun olan kapitalizm’di.Kapitalizm tasfiye edilmeden işçilerin ve emekçilerin siyasal ve sosyal kurtuluşlarının gerçekleşmiyeceği belirginleşiyordu.

Oysa, bu düşüncenin karşısıda güçlü siyasi direnişler mevcutuyeti,Türkiye’nin so-runlarının hükümetden kaynakladığın ileri sürenler, ona göre bir polika izliyorlardı. Buna göre herkesi yönledirmeğe çalışmaktalardı. TİP parlamenter yolla iktidar gelip, baştaki hükümetten (sözüm ona) daha “doğru!” bir politika izliyerek sorunları çözeceğini iler sürerek iken, diğer “sosyalist” geçinen Mihri Belli ,Hikmet Kıvılcımlı gibi eski sosyalistler, “sol” askeri darbele iktidara gelip ,Türkiye’yi gülük gülüstanlığa çevireceklerini iddia etmekteler idi.

Bu düşünceleri red eden , kapitalizm ve burjuvazinin devletini tasfiye etmeden, sosyalizm ve proleterya diktatörlüğünü kurmadan işçi ve emekçilerin sınıfsal kurtuluşlarını imkansız olduğunu savunanalar (yani bizler) proleterya devriminin nasıl gerçekleşeceğini tartışmaya başladı ve bu görüşler etrafında örgütlenildi. Tabiki sonuda, gündeme, devrimin nasıl gerçekleşeceği tartışmaları girdi.

Proletarya devrimi zor yolula gerçekleşmesini kaçınılmaz olduğu düşüncesi , silahlı mücadelenin esas alınması gerektiği fikirinin ağırlık kazanmasına neden oluyordu.

2. sorunun cevapı: Sosyalist gençlik içindeki gruplaşmalar yukarda izah etmeğe çalıştığım, üç görüşün doğrultusunda gerçekleşiyordu (aynı düşünceyi aşağı yukarı savunanalar arasıdada farklı gruplar da ortaya çıkıyordu)

THKO, kapitalizm’in ve burjuva devletinin tasfiyesini şiddet yollula gerçekleşeceğini savunanların örgütü olarak şekilendi. THKO, gerek TİP’in parlamenter yolla iktidara gelip sözde “sosyalizm’i kuracağı görüşlerini red ettiği gibi “sol!” askeri darbele iktidara gelme görüşlerine ve bunun örgütlerine şiddetle karşı çıktı.

4.sorunun cevapı: Avni’yi, ben, İst-THKO’suna katıltıktan sonra tanıdım. Zanedersem Avni, Özel yüksek okulun 1968 sonrasının öğrencisidi.

DDKO ayrı örgütlenmeğe gitmeden önce bunu kuran arkadaşların çoğu FKF ve Dev-genç üyeleridi. DDKO’yu kuranları tanımama rağmen ,Avni,Ömer, Zeruh’u,(1968 sonrasının öğrencileri oldukları için) önceden tanımıyordum.Bunun için DDKO içindeki faliyetlerinden ,düşünce olarak katkılarından haberi yok . Bunu en iyi Zeruh Vakıfahmetoğlu, Zeki Tekeş bilir.

5 sorunun cevapı: DDKO’nun “Türk-sol!”dan ayrı olarak örgütlenmesinin temel nedeni;TİP’inin etkiliğinin kayıp olmasıdan ötürüdü. DDKO kuranların, büyük çoğunluğu TİP’idiler,Bunlar TİP ile MDD’çiler arasıdaki çatışmada devamlı TİP saflarında kaldılar. Oysa ,o dönemde Kürtlerin ayrı ve ezilen bir ulus olduğun inkar eden, Türkiye’nin böyle bir sorunu yokmuş gibi hareket eden “sosyalist”lerin başında TİP geliyordu. Mihri Belli ve H.Kıvılcımlı, Kürt -ulusal sorunuda,TİP gibi bir tavır takınıyorlardı. “sol”cuntaya aralarını bozmamak için Kürt- ulusal sorunun gündemlerine dahi almıyorlardı. Kürt halkının ezilen bir ulus olduğun, ayrı devlet kurma hakı dahil olmak üzere, kendi kaderini kendisinin tayın etme hakının bulunduğunu, bu hakın kayıtsız şartsız savunmak gerektiğini ilan eden, sonradan THKO kuran genç sosyalistlerdi, bunların önderliğin Deniz gezmiş yapıyordu.

Kürt ulusal sorunun tartışmaya açılması,M.L ulusal sorunla ilgili düşüncelerinin kavranmasının da ortamınıda hazırlıyordu.Leninizm,ulusların kaderini tayın hakının koşulsuz savunulması la , bu hakın kulanılması arasıdaki farklılığıda belirginleştirmişti.THKO’yu kuranlar, ulusal sorunun sosyalizm mücadele temelinde çözümünden yana idiler, ulusal kurtuluşla sosyal kurtuluşun birliğini savunuyorlardı. İşçi sınıfının ve sosyalistlerin ulusal farklıkların esası üzeride örgütlenmesine karşıdılar ve birlikte örgütlenmeden yana idiler.

Bu görüşler, DDKO içinde de tartışılmakta idi.TİP’den gelenler,Kürt ulusal sorunun Kürt burjuvazisinin çıkarı doğrulutusuda çözümüden yana oldukları için Kürt ulusal sorununun çözümünün ,sosyalist mücadeleye tabi kılınmasına karşı çıkıyorlardı. Ve ayrı örgütlenmeyi savunuyorlardı. Avni’ler DDKO içinde bu düşünceler karşı idiler.Kürt ulusal sorununun, sosyalist mücadeleye tabi olmasını ve birlikte örgütlenmeyi savunyorlardı.Diğer yanda DDKO’yu kuranlar TİP’den geldikleri için zora dayana devrimin kaçınılmazlığını inkar ediyor ve barışcıl mücadeleyi esas almak gerektiğini savunuyorlardı. Avni’ler şiddeti red eden bu düşüncelerede karşılardı. Sonuda DDKO’dan ayrılıp, THKO’ya katıldılar.

Avni’lerin, Marksizm- Leninizm savunmaları, sosyalist düşüncelerin Kürt kökenli devrimcileri etkilemeside ve özelikle 1971 sonrası THKO’nun yeniden örgütlenmesinin Kürdistan yayılmasıda önemli katkısı oldu. Özelikle Avni yakalanmayıp ,Kürdistanda örgütlenme çalışmalarına devam etmesinin katkıları yeniden örgütlenmede somut olarak görüldü.Kürdistanın bir çok yeride onun kurduğu ilişkiler sayeside THKO yeniden örgütlendi. 1971 sonrası “Türk sol” diye adlandırılanlardan. tek THKO Kürdistanda örgütlene bilmişti. Bunun baş nedeni Avni’nin çalışmalarıdı.

6: sorunun cevapı: TYP’nin ne olduğunu bilmiyorum

7.sorunun cevapı:Avni’nin düşüncelerin yukarda anlatım. Eylemlerine gelince, Avni THKO içinde istanbulda bizimle birlikte idi her türlü eyleme girmeğe hazırdı. Zaten bizlerde birkaç eylem sonrası dağa gidecektik.O arada Denizler yakalandığı için,onları kurtarma düşüncesi ve dağdakilere lojistik destek sağlamak amacıla istanbulda kaldık. Avni, o zaman tesbit ediğimiz tüm kararlara canı gönülden katılyordu. Unkapanı iş- bankası eylemine katılmıştı. Sonuda eylem sırasıda Ömer yakalandı. Avni’ninde açığa çıkma ihtimali vardı. Hızlı bir şekilde yer değiştirmek zorunda idik, kalacak yer sıkıntısı söz konusudu.Önceden Cıhan, Avni’yi Kürtistanı bildiği için Filistine göndermeğe karar vermiş ve Avni ile konuşmuştu.İş-bankası eylemi sonrası önceden karar verdiği, Avni’nin Filistine giderek , Kürdistanda örgüt çalışması yapması kararını yürürlüğe koydu. Kendisi sık aralananlarda birisi olduğu için serbest dolaşamıyordu. Ben o zaman polis bilmediğim ve şüpheleline birisi olmadığım için, ortada serbece dolaşıyor ve tüm ilişkileri sağlıyordum . Avni’ye Cihanın kararını iletmek için ben gidim.Avni’ye epece para ve randevu şifrelerin verdip ,Filistine gönderdik. Avni tüm olumsuz ve değişen koşulara rağmen alınan kararı harfile yerine getirdi. Başkaları gibi zoru görüp hareketi terk etmedi. O, sosyalist inancı doğrultusuda mücadelesine devam etti.

8. sorunun cevapı: Filistin ve Suriye faliyeti hakında benim somut bilgim yoktur .O dönemde hapiste idim. Hasanda duyduklarımla sınırlı bilgilerim var .zaten siz Hasan’la ilişki kurmuşunuz.

9. sorunun cevapı: elimde istediğiniz hiç bir döküman yoktur.

10. sorunun cevapı: yoktur.

11. sorunun cevapı: Avni ile 3,4 ay birlikte olduk, birlikte evlerde kaldık. Avni,çok mütavazı birisidi, can yakındı. Marksizm öğrenmek için özel olarak uğraşırdı, elinden Marksist klasikler düşmezdi. Arkadaş canlısıdı. Çok topraklarının buluduğunu kendi bayına düşeni THKO’ya bağışlayacağın söylediğiden, özel mülkiyetden arınma duygularının çok güçlü olduğun gösteriyordu. Her işe en önce o koşardı. Avni bende çok olumlu izler bırakmıştı. Avni yemek seçmezdi en olursa onu yerdi , çok sıkıntıl şartlarda kalıyorduk “ağa çocuğu”olduğun söylemesine rağmen zor şartlara herkesden daha fazla uyum gösteriyordu . O günlerde sohbetlerimiz olurdu , özelikle Cihanla bol bol sohbet ederdi .Köyünden, Melmeketedi yaşatısıdan bahsederdi. DDKO’daki birilerile gır gır geçerdi .Tabi aradan çok zaman geçti neler anlatıkların hatırlamıyorum. O dönem devamlı kendi eylemlerimizle meşkul olduğumuz için konularımızın ve konuşmalarımızın büyük çoğuluğunu bunlar teşkil ediyordu, özel sohbetlere çokaz zaman kalıyordu , hep nereye saldıracağız, nasıl yapacağız diye eylem planları tartışılırdı. Hep tetikte idik ,polist saldırıları için nöpet tutardık. Bunun için ne fıkra anlatırdık, nede böyle konuşmalarımız olurdu

Umarım sorularınız cevaplandırdım Tekrar sormak istedikleriniz varsa çekinmeden sorun cevaplandırmaya hazırım.

Kusura bakmayın,yazıyıbiraz geçiktirmek zoruda kaldım. Çünkü burada seçimler oluyor. Burjuvazi’ye karşı seneler sonrası , yığınsal bir hareketlenme var bunlara yoğunlaşmak zoruda kaldım .Sevgi ve selamlarım gönderiyorum hoşcakalın.Yavuz yıldırımtürk. Sizin yararlanmanız düşüncesile Deniz’ler ilgili yazdığım bir yazıyıda gönderiyorum.

Hiç yorum yok: